Bankacılık ve Finans Hukuku

MASAK Genel Tebliğ Sıra No 30 İncelemesi

Masak Genel Tebliğ Sıra No: 30 Taslağı Üzerine Bir Değerlendirme

Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK), 1 Ağustos 2025 tarihinde, Finansal Kuruluşlar Aracılığıyla Gerçekleştirilen EFT, Havale ve Nakit İşlemlerde Şeffaflığı Artırmak, Kayıt Dışılığı Önlemek ve Finansal Sistemin Güvenliğini Güçlendirmek Amacıyla Genel Tebliği Taslağı hazırladığını ve görüşe açtığını web sitesi üzerinden duyurdu.

Buna göre; FATF (Financial Action Task Force) olarak kısaltılan OECD bünyesinde kurulu Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü yapısının ülkelere tavsiye niteliğinde bildirdiği önlemlere uyumun artması hedeflenmektedir.

Tebliğin Dayanağı

Finansal kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilen, beyanla başlayan ancak yüksek tutarlı nakit işlemlerde Nakit İşlem Beyan Formu ve işlem dayanaklarının işlem borçlusundan talep edilmesi taslak Tebliğin ana başlığını oluşturmaktadır.

Tebliğin, Kurum Yönetmeliğinin ve Uluslararası uyumu düzenleyen Yönetmeliğin Kuruma tanıdığı yetkileri içeren maddelerini dayanak almıştır. Buna göre;

SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ VE TERÖRÜN FİNANSMANININ ÖNLENMESİNE  DAİR TEDBİRLER HAKKINDA YÖNETMELİK

MADDE 26/A-(Ek: 9/5/2014-2014/6381 K.)

(1) Finansal kuruluşlar ile finansal olmayan belirli iş ve meslekler, 18 inci, 20 nci ve 25 inci maddeler kapsamındaki işlemler ile risk temelli yaklaşım çerçevesinde tespit edecekleri yüksek riskli durumlarda, tespit edilen riskle orantılı olarak aşağıda belirtilen tedbirlerin bir veya birden fazlasını ya da tamamını uygular.(1)

a) Müşteri hakkında ilave bilgi edinmek ve müşteri ile gerçek faydalanıcının kimlik bilgilerini daha sık güncellemek.

b) İş ilişkisinin mahiyeti hakkında ilave bilgi edinmek.

c) İşleme konu malvarlığının ve müşteriye ait fonların kaynağı hakkında mümkün olduğu ölçüde bilgi edinmek.

ç) İşlemin amacı hakkında bilgi edinmek.

d) İş ilişkisine girilmesini, mevcut iş ilişkisinin sürdürülmesini ya da işlemin gerçekleştirilmesini üst seviyedeki görevlinin onayına bağlamak.

e) Uygulanan kontrollerin sayı ve sıklığını artırmak ve ilave kontrol gerektiren işlem türlerini belirlemek suretiyle iş ilişkisini sıkı gözetim altında tutmak.

f) Sürekli iş ilişkisi tesisinde ilk finansal hareketin, müşterinin tanınmasına ilişkin esasların uygulandığı bir başka finansal kuruluştan yapılmasını zorunlu tutmak.

(2) Bakanlık, bu madde kapsamında dikkate alınacak yüksek riskli durumlar ile yukarıda sayılanlar dışında ayrıca sıkılaştırılmış tedbirler belirlemeye yetkilidir.

SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ VE TERÖR FİNANSMANININ ÖNLENMESİNE İLİŞKİN YÜKÜMLÜLÜKLERE UYUM PROGRAMI HAKKINDA YÖNETMELİK 

Yüksek derecede riskli gruplara yönelik ilave tedbirler

MADDE 13 – (1) Yükümlüler, risk derecelendirmesi neticesinde yüksek riskli olarak belirledikleri gruplara yönelik olarak üstlenilecek riskin azaltılmasını teminen, tespit edilen riskle orantılı olarak aşağıda belirtilen tedbirlerin bir veya birden fazlasını ya da tamamını uygular;

a) Müşteri hakkında ilave bilgi edinmek ve müşteri ile gerçek faydalanıcının kimlik bilgilerini daha sık güncellemek,

b) İş ilişkisinin mahiyeti hakkında ilave bilgi edinmek,

c) İşleme konu malvarlığının ve müşteriye ait fonların kaynağı hakkında mümkün olduğu ölçüde bilgi edinmek,

ç) İşlemin amacı hakkında bilgi edinmek,

d) İş ilişkisine girilmesini, mevcut iş ilişkisinin sürdürülmesini ya da işlemin gerçekleştirilmesini üst seviyedeki görevlinin onayına bağlamak,

e) Uygulanan kontrollerin sayı ve sıklığını artırmak ve ilave kontrol gerektiren işlem türlerini belirlemek suretiyle iş ilişkisini sıkı gözetim altında tutmak,

f) Sürekli iş ilişkisi tesisinde ilk finansal hareketin, müşterinin tanınmasına ilişkin esasların uygulandığı bir başka finansal kuruluştan yapılmasını zorunlu tutmak.

(2) Finansal kuruluşların kripto varlık hizmet sağlayıcılarla iş ilişkisi tesisinde, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının ise müşterileriyle iş ilişkisi tesisi ve kimlik tespiti gerektiren diğer işlemlerinde asgari olarak birinci fıkranın (c), (ç) ve (e) bentlerinde yer alan tedbirler uygulanır, ayrıca tutar ve işlem sayısı sınırı belirlemeye yönelik uygun tedbirler alınır. Finansal kuruluşlar tarafından kripto varlık hizmet sağlayıcılarla iş ilişkisi tesisi üst seviyedeki görevlinin onayına bağlanır.

(3) 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile (c) bendinde yer alan ödeme aracının kabulü hizmeti kapsamında temin edilen terminal aracılığıyla gerçekleştirilen ödeme hizmetinde (terminal hizmeti), müşteriyle (üye işyeri) iş ilişkisi tesisi ve kimlik tespiti gerektiren diğer işlemlerde asgari olarak birinci fıkranın (a) ila (f) bentlerinde yer alan tedbirler uygulanır. Birinci fıkranın (f) bendinde yer alan tedbir bankalar tarafından uygulanmayabilir. Söz konusu terminallerin iş ilişkisinin amacına uygun olarak kullanıldığı veya ilgili mevzuatında izin verilen haller dışında başka kişilere kullandırılmadığı düzenli olarak kontrol edilir; bu kapsamda herhangi bir aykırılığın tespiti halinde iş ilişkisine son verilmesi de dahil olmak üzere gerekli tedbirler alınır.

(4) Bakanlık, bu madde kapsamında dikkate alınacak yüksek riskli durumlar ile birinci fıkrada sayılanlar dışında ayrıca sıkılaştırılmış tedbirler belirlemeye yetkilidir.

Kaynak: mevzuat.gov.tr , masak.hmb.gov.tr

Tebliğin Kapsamı

Sıkılaştırılmış Tedbirler: Madde 4:

1.Finansal kuruluşların işlem ve kullanıcılar hakkında bilgi toplama muhafaza etme ve Kuruma (MASAK) sunma yükümlülüğünün kapsamını çizer.

2.Elektronik transferlerde, kullanıcıya seçmesi için sunulan mevcut işlem türleri (kira, bireysel, vergi vb.) yanında ek seçenekler sunulması ve işlemlerde bunlardan uygun olanlarının seçilmesi için finansal kuruluşlara ek yükümlülük getirilmektedir. Asgari olarak sunulması öngörülen başlıklar:

  • gayrimenkul alım ödemesi,
  • motorlu taşıt alım ödemesi,
  • borç verme/borç ödeme,
  • hediye/bağış/yardım,
  • vergi/resim/harç ödemesi,
  • tazminat/sigorta ödemesi,
  • avukatlık/danışmanlık/müşavirlik ödemesi,
  • sağlık ödemesi,
  • kripto/dijital varlık,
  • şans oyunları/bahis ödemesi,
  • eğlence/sosyal medya ödemesi

Ek seçeneklerle birlikte oluşacak toplam seçeneklerden kullanıcı tarafından “bireysel ödeme”, “diğer” gibi genel kapsamlı olanlarının seçilmesi durumunda ise kullanıcıdan 20 karakterden az olmamak üzere “işlem açıklaması”nın temin edilmesi söz konusu olacaktır.

3. Yukarıdaki bentteki ifadeyi tekrar etmekle beraber bu bentte “diğer” veya “bireysel ödeme” seçeneği kullanılan tek veya bağlantılı işlemlerin tutarının 200.000 TL ile 2.000.000 TL arasında olması durumunda 20 karakterden az olmamak üzere “işlem açıklaması” şartı koyulmuştur.

4. Tek veya bağlantılı işlemlerin tutarının 2.000.001 TL ile 20.000.000 TL arasında olması durumunda işlem mahiyetinin ayrıntılı beyanı için taslak Tebliğ EK1’de yer alan “Nakit İşlem Beyan Formu”nun doldurulması şartı getirilmekte, “diğer” veya “bireysel ödeme” seçeneklerinin burada da tercih edilmesi durumunda 20 karakterden az olmayacak şekilde “işlem açıklaması” talebi burada da geçerliliğini korumaktadır.

5. Tek veya bağlantılı işlem tutarının 20.000.001 TL’yi aşması durumunda, 4 nolu bentte şart koşulan “Nakit İşlem Beyan Formu”nun ayrıntılı ve ayrıntılara dayanak olacak belgelerin eklenerek doldurulması istenecektir.

6. 4 ve 5. bentlerde bahsolunan Nakit İşlem Beyan Formu’nu gerektiren işlemlere ilişkin banka müşterisi / müşteri adına işlem yapan kişinin imzasının dekont üzerine fiziken alınabileceği yahut internet bankacılığı / mobil bankacılık / SMS / OTP (tek seferlik şifre) / dijital link / telefon bankacılığı yoluyla temin edilebileceği belirtilmekte, bu konuda işlemin kanalına özgü çözümler konusunda bankalar görevlendirilmektedir. Ancak niteliği gereği işleme dayanak belge sunulamaması durumunda yapılacak “işlem açıklaması” en az 50 karakter olarak belirlenmektedir.

7. “İşlem açıklaması”nın mutlaka Nakit İşlem Beyan Formu’nda belirlenen başlıkları içermesi gerekmektedir.

8. Mahiyeti gereği banka sisteminin otomatik tanıdığı işlemler (kuyumcu işlemleri, fatura ödemeleri, kredi kartı borcu ödemeleri, terminal üzerinden alınan hakediş ödemeleri) için beyan yerine otomatik kayıt oluşturulabileceği düzenlenmiştir. Zorunlu değil ihtiyari olarak belirlenmesi iş yükü bakımından dikkat çekicidir.

9. Müşterinin koşulları sağlamaması durumunda işlem(ler) gerçekleştirilmeyecektir.

10. Sayılan tedbirler harici finansal kuruluşlara ilave tedbirler alabilmesi yönünde serbestlik tanınmıştır.

11. Sayılan tedbirlerin uygulanmasını gerektirmeyen iş ve işlemler bu bentte tahdidi (sınırlı) olarak sayılmıştır:

  • Bir müşterinin aynı finansal kuruluş içerisindeki hesapları arasında gerçekleştirilen işlemler,
  • Müşterinin kamu kurum ve kuruluşu olduğu işlemler,
  • Bankaların kendi aralarında gerçekleştirdikleri ve müşterinin banka olduğu işlemler,
  • Muhabir bankacılık kapsamında gerçekleştirilen işlemler,
  • ATM’lerden yapılan ve işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı Tedbirler Yönetmeliğinin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen tutarı aşmayan elektronik transferler ve havale işlemleri,
  • ATM’lerden yapılan ve işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı 200.000 TL’yi aşmayan nakit işlemler.

Tebliğle Ulaşılmak İstenen Resmi Amaç

MASAK, taslağı ilan ettiği 1 Ağustos 2025 tarihli duyurusunda, taslak Tebliğ ile, karapara aklanması ve terör finansmanının önlenmesi konusunda atılan global adımlara uyum sağlama amacını en başta belirterek, finansal kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilen yüksek tutarlı ve beyana göre belirlenen işlemlerde Nakit İşlem Beyan Formu ve dayanaklarıyla destekleyerek yüksek tutarlı nakdi işlemlerin “yasal”lığını kontrol etmeyi amaçladığını belirtmiştir. Konuyla ilgili yazımız tarihine kadar başkaca bir kurum ve kamu yetkilisinden açıklama gelmemiştir.

Eleştirilerimiz

Tebliğ Md. 4’te sayılan Sıkılastırılmış Tedbirler’le ilgili olarak, öncelikle maddelerin yazımına ve mantık hatalarına değineceğiz.

Md. 4 bent 2’de, ek ödeme açıklama seçenekleri getirilmesinin ardından, işlem açıklaması isteneceği belirtilmiş ancak bendin içerisinde min. 20 karakterlik izahı istenen işleme yönelik bir miktar sınırı olmadığı dikkat çekmektedir.

Bent 3’te, işlem açıklaması istenen nakit işlem miktar aralığı tespit edilmiş ancak bu sayede yukarıdaki bent ile miktar yönünden açık çelişki yaratılmaktadır. Kanımızca 2 nolu bentte genel bir ifade kullanılmak istenmiş ancak işlem açıklaması denerek miktara özgülenmesi gereken tedbirin ucu açık bırakılmıştır. 3 nolu bent de bu yönden 2 nolu bendin bir tekrarı niteliğinde olsa da açık çelişki halen mevcuttur.

4 nolu bende özgülenen 2.000.000 TL – 20.000.000 TL tutar aralığında hem Nakit İşlem Beyan Formu, hem 20 karakterden az olmayacak şekilde işlem açıklaması istendiği şeklinde belirleme yapılmış ancak bu belirlemeden çok bir belirsizliktir. Mahiyeti itibariyle Nakit İşlem Beyan Formu zaten “işlem açıklaması”nı fazlasıyla kapsayacak ayrıntılı bir bildirim iken ayrıca işlem açıklaması şart koşulmasını mantıklı bulmuyoruz.

5 nolu bentte 20.000.001 TL ve üstü işlemlerde aynı Nakit İşlem Beyan Formu’nun bu kez “ayrıntılarla ve ayrıntılar belgelenmiş olarak doldurulması” istenmektedir. Teknik belirsizlik burada da dikkat çekicidir. Tebliğ EK’inde sunulan Matbu Form’a bakıldığında, hali hazırda pek çok “işleme sebep/maksat” seçeneği bulunduğu ve bu seçeneklerinde “matbu” olduğu göze çarpmaktadır. Bu seçeneklerin seçilmesi durumunda verilmesi talep edilen ayrıntılar, bilhassa ticari iş ve işlemler söz konusu ise pek çok ticari sırrı ifşa edecek nitelikte bulunabilir ve bu sebepten pek çok tüccar ve ortaklığın buna muhalefet edeceğini şimdiden öngörebiliyoruz. Ayrıca verilen ayrıntı ve sunulan belgelerin “kimi/hangi kurumu/ne olursa” tatmin edeceği de belirsizdir. 

6 nolu bentte müşterinin belge ve bilgileri sunduktan sonra bunları ne şekilde onaylayacağı konusunda teknolojiye uyumlu bir onay varyasyonu sunulmuş ise de, telefon bankacılığı / anlık onay / tek kullanımlık şifre üzerinden bu onay ve imzaların talep edilmesini son derece sakıncalı buluyoruz. Hali hazırda pek çok bankanın müşteri profiline göre işlem kısıtları oluşturduğu, bu işlem kısıtlarının müşteri eliyle genişletilmesi için sıkı biyometrik doğrulamalar talep edildiği düşünüldüğünde, örneğin 25 milyon TL’lik bir nakit mevduat işleminin telefon bankacılığı ile gerçekleşmesi sırasında Nakit İşlem Formu’nun banka yetkilisi ve müşteri arasında doldurulmasının, bilgi sunulmasının en az 15 dk’lık bir işlem süresi kadar tutacağı, bu esnada telekomünikasyon görüşmelerinde rastlanan yazılım casusluğu, sosyal mühendislik dolandırıcılığı yöntemlerinin rahatlıkla uygulanabileceği de unutulmamalıdır. İstenen bilgi ve belgelerle ilgili olarak Tebliğ sahibi Kurumun (MASAK) herhangi bir sınırlayıcı belirleme yapmaması, pek çok iş ve işlemin onayı konusunda Finansal Kurumca keyfi davranılabileceği anlamına da gelebilir.

Bir diğer esasa ilişkin eleştirimiz burada doğmaktadır. MASAK, ilgili taslak Tebliğ ile, finansal kurumlara hem geniş yetki vermekte, hem de kontrol sorumluluğu yüklemekte, bu sorumluluk mali ve cezai sorumluluğu da tam olarak kapsamaktadır. MASAK bir Bakanlık kurumudur ve Tebliğ ile birer sermaye şirketi olan Bankalar ve diğer lisanslı ödeme kuruluşlarını pek çok “kemik işlem”de böylece sınırlandırmaktadır. Ayrıca müşteriden beklenen bilgi ve belgelerin temini muhafazası ve Kuruma sunulması da doğrudan Bankaların sorumluluğundadır. Bu konuda Bankaların mevcut işgücü yapılanmasının dahi bu işlemlerde istenen “prosedürleri” süre ve sair maliyetler yönünden karşılayamayacağı kanaatindeyiz.

Son ve temel haklara yönelik eleştirimize gelecek olur isek, temelini FATF (Financial Action Task Force) prensip kararlarından ve ülkelere yönelik tavsiyelerinden aldığını belirten MASAK, esasen kurduğu bu tedbirler ile FATF ilkelerine neredeyse çelişir bir yorum getirmiştir (alt başlıkta ayrıntılı değineceğiz)

FATF Tavsiyeleri ve Tebliğin Konumu

Mali Eylem Görev Gücü – Kırk Tavsiye : 10

MÜŞTERİNİN TANINMASI VE KAYITLARIN SAKLANMASI

10. Müşterinin Tanınması 
Finansal kuruluşların isimsiz veya bariz şekilde sahte isimlere ait hesap bulundurması yasaklanmalıdır.

Finansal kuruluşlar;
(i) iş ilişkisi tesis ederken,
(ii) Arızi işlemler gerçekleştirirken : (i) uygulanabilir belirli bir limitin üzerindeki (15.000 ABD Doları/Avro) işlemler (ii) 16. Tavsiyenin Açıklayıcı Notu kapsamındaki elektronik transferler,
(iii) karapara aklama veya terörün finansmanı şüphesi olduğunda,
(iv) daha önce elde edilen müşteri kimlik bilgilerinin doğruluğu veya yeterliliği hakkında şüphe duyduğunda, müşterini tanı tedbirlerini uygulamaya zorunlu tutulmalıdır.
Finansal kuruluşların müşterini tanı tedbirlerini uygulama zorunluluğuna ilişkin prensip yasa ile düzenlenmelidir. Her ülke, yasa veya uyulması zorunlu yasal düzenlemelerle belirli müşterini tanı yükümlülüklerini nasıl zorunlu hale getireceğini belirleyebilir.

Alınması gereken müşterini tanı tedbirleri şunlardır:
(a) Müşterinin kimlik tespitinin yapılması ve bu müşteriye ait kimlik bilgilerinin güvenilir, bağımsız kaynaklı belge, veri ya da bilgiler kullanılarak teyit edilmesi,

(b) Gerçek faydalanıcının kimliğinin tespit edilmesi ve finansal kuruluş tarafından gerçek faydalanıcının kim olduğundan emin olacak şekilde kimliğinin teyidi için makul tedbirlerin alınması. Bu tedbirler, tüzel kişi ve yasal oluşumlar bakımından bunların sahiplik ve kontrol yapılarının finansal kuruluş tarafından anlaşılmasını da kapsamalıdır.

(c) İş ilişkisinin amacı ve gerçek niteliğinin kavranılması ve uygun olduğu ölçüde bunlar
hakkında bilgi edinilmesi,

(d) Gerçekleştirilmekte olan işlemlerin, kuruluşun müşterilerine ve gerektiğinde fonların kaynakları da dâhil olmak üzere bunların iş ve risk profillerine ilişkin bilgileri ile tutarlılığından emin olmak için iş ilişkisine sürekli olarak dikkat gösterilmesi ve bu iş ilişkisi süresince gerçekleştirilecek olan işlemlerin detaylı şekilde incelenmesi.

Finansal kuruluşlar, yukarıda (a) ila (d) maddelerinde sayılan müşterini tanı tedbirlerinin her birini uygulamaya zorunlu tutulmalıdır, bununla birlikte söz konusu tedbirlerin kapsamını bu Tavsiyenin ve 1. Tavsiye’nin Açıklayıcı Notlarına uygun şekilde bir risk bazlı yaklaşım kullanarak tespit etmelidir.

Finansal kuruluşlar müşteri veya gerçek faydalanıcının kimliğini, iş ilişkisinin tesisinden önce veya iş ilişkisi tesisi sırasında, arızi müşterilerde ise işlemin yapılması sırasında teyit etmeye zorunlu tutulmalıdır. Ülkeler, finansal kuruluşlara karapara aklama ve terörün finansmanı risklerinin etkili bir şekilde yönetildiği durumlarda ve teyit işleminin iş ilişkisinin normal akışını kesintiye uğratmaması gerektiği durumlarda, teyit işleminin iş ilişkisinin tesisini takiben makul olarak uygulanabilir en kısa sürede tamamlanmasına izin verebilir.

Finansal kuruluşlar, yukarıdaki (a) ila (d) maddelerinde yer alan (bir risk bazlı yaklaşıma esas tedbirler kapsamında uygun değişiklik yapılan) yükümlülükleri yerine getiremediği durumda hesap açmamaya, iş ilişkisi tesis etmemeye veya işlem yapmamaya ya da iş ilişkisini sona erdirmeye zorunlu tutulmalı ve söz konusu müşteri ile ilgili olarak şüpheli işlem bildiriminde bulunmayı dikkate almalıdır.

Bu tavsiyenin finansal kuruluşlarca, risk ve önemine göre mevcut müşterilere de uygulanması ve uygun zamanlarda bunlarla olan mevcut ilişkilerin dikkatle takip edilmesi gerekli olmakla birlikte, müşterini tanı ilkesinin gerektirdiği bu yükümlülükler yeni müşterilerin tümüne uygulanmalıdır.

Kaynak: https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2021/02/FATF-Tavsiyeleri-2012.pdf

Tebliğin Konumu ve Uygunluk Eleştirisi

FATF, yukarıda alıntılanan 10. tavsiyesinde, başlığında da görüldüğü üzere, “İşlem Yapanın ve Lehdarın Kimliği” ni netleştirmeyi odağına almıştır. Ulusal ve uluslararası bankacılık uygulamaları, “sıkı tedbir uygulanmayan halinde dahi”, müşterilerin iş profillerini düzenli şekilde oluşturur, takip eder, günceller ve risk analizi yapar. Risk bazlı yaklaşım olarak tanımladığı şekilde FATF finansal kurumlara, müşteri ve işlem profillerinden “gerçeğe uygunluk” konusunda sıkı tedbirleri almasını şart koşarken aynı zamanda iş ilişkisinin normal akışını da kesintiye uğratmamanın da temel yükümlülük olarak devam etmesi gerektiğini belirtmiş, finansal kuruma işlemi takiben de bilgi toplama yapabileceğini söyleyerek iş akışını önemsemiştir.

MASAK 30 nolu taslak Tebliğde ise bu öncelemenin aksine, gerekli bilgi ve belge teminini işlem öncesi gerçekleştir(e)meyen müşterilerinin işlemlerinin KESİN OLARAK YAPILMAYACAĞI belirtilmekte, finansal kuruma da buna ek tedbirler alabilmesinin (kara liste vb. kategorizasyonlar oluşturması tarzı tedbirlerden bahsediliyor olabilir) yolunu açmaktadır.

Bankaların Tebliğin işbu yazıya konu taslak haliyle yürürlüğe konması halinde, devlete olan yükümlülüklerinin ve ödül-ceza mekanizmalarının, ana işleyiş sebebi olan kâr maksimizasyonu ve müşteri koruma stratejilerini ciddi şekilde baltalayabileceğini öngörmekteyiz.

Kaldı ki, “bireysel ödeme”lere dahi sıkı tedbirler geldiği ve bu tedbirlerin “son derece düşük miktarlardan itibaren başladığı” da yine dikkatimizdedir ve bilhassa bireylerin, sonrasında ticari yapıların temel hakkı bulunan “Tasarruf Özgürlüğü”nün hele ki bir TEBLİĞLE sınırlandırılacağı, sınırlamanın Tebliğ yani bir Kurumun denetim yapısı içerisinde yaratıldığı ve denetlendiği düşüncesi tek kelimeyle KORKUNÇTUR.

Öz ve özet olarak, taslak Tebliğin, FATF tavsiyelerine uyma temelli başlatıldığını fark etsek de, uyum sağlanmadığı, ciddi tasarruf sınırları öngörüldüğü, ticari iş akışlarının yasak öncelli yürüyemeyeceği, müşteri zararlarının finansal kuruma güveni de zedeleyeceği, teknik açıdan da sorunlu sınırların uygulayıcı lehine pek çok İdari Para Cezası ve Vergi Denetimi yolunu açacağı, bu surette Tebliğin devlete pasif gelir sağlanma amacından gayrı hizmeti bulunmadığı, kara paranın ve terör finansmanının engellenmesine hizmet etmek konusunda sınıfta kalacağı görüşündeyiz.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 21:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00

GİZLİLİK

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

5/5 - (2 votes)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu